28 Mayıs 2012 Pazartesi

MESLEĞİM BESİNLERLE İLGİLİ OLSA


MESLEĞİM BESİNLERLE İLGİLİ OLSA



 Besin ve besin teknolojisinin gelişmesiyle birlikte yeni meslekler ortaya çıkmıştır. Bunların başında diyetisyenlik, gıda mühendisliği ve aşçılık gibi meslekler gelir.
Diyetisyen, sağlığın korunması ve yaşam kalitesinin arttırılması için kişiye özel veya toplu olarak sağlıklı beslenme plan ve programlarını düzenleyen kişidir. Diyetisyenler, diyet programlarını planlar ve sağlıklı beslenme konusunda eğitim verirler.
Gıda mühendisi, gıdaların işlenmesinde, paketlenmesinde, yeni gıdaların üretilmesinde araştırma ve denetim görevi yapan kişidir. Bu alanda çalışan kişiler, gıdaların besin değerini ve çeşitliliğini arttırmak için uğraş verir.
Aşçı ise, besinleri çeşitli yöntemlerle yenecek duruma getiren kişidir. Bir meslek olarak aşçılık toplu yemek yenilen yerlerde yiyecek hazırlama ve mutfak yönetim işidir.

BESİN VE TEKNOLOJİ


BESİN VE TEKNOLOJİ



Büyüklerinizle hiç pazar alışverişi yaptınız mı? Bu alışveriş esnasında nelere dikkat ettiklerini gözlemlerdiniz mi? Besinlerin doğal ve taze olması sağlığımız açısından çok önemlidir. Çünkü bayat yiyecekler besin değerini kaybederken bazı hastalık yapıcı etkenlerin de ortaya çıkmasına sebep olur.
Bir yiyeceğin besin değeri onun tazeliği ile ilişkilidir. Bu yüzden tüketilen besinlerin taze olmasına özen gösterilir. Açıkta bırakılan besinler bir süre sonra bozulur. Besinlerin bozulmasını önlemek için farklı yöntemler kullanılır. Örneğin eskiden büyüklerimiz besinleri kurutup asarlardı. Şimdiyse bu uygulamanın yanı sıra teknolojiden de yararlanılıyor. Konserveler, koruyucu katkı maddeleri veya buzdolabı gibi soğuk ortamlar sayesinde besinleri saklayabiliyoruz.
Yiyeceklerin tazeliğinin korunması için alınan önlemler yiyeceklerin ömrünü sonsuza kadar uzatmaz. Besin paketlerinin üzerinde son kullanma tarihi olduğunu görürüz. Bu tarih geçmiş ise ürünü almayıp satıcıyı uyarmak, bilinçli tüketici ve iyi bir vatandaş olmanın gereğidir. Peki, son kullanma tarihi geçmiş ürünler tüketilirse ne gibi durumlar oluşur? Paketlenmiş besinlerin raf ömrünü uzatmak için kullanılan katkı maddelerinin, ürünün son kullanma tarihi geçtiğinde bozularak gıda zehirlenmesi gibi çeşitli sağlık sorunlarına sebep olabileceğini unutmayalım. Tüketilen besinler hem taze hem de temiz olmalıdır. Yıkanmayan yiyeceklerde hastalık yapan farklı etmenler bulunur. Bu yüzden sağlığımız için yiyeceklerin temizliğine dikkat etmeliyiz.
Geçmişte tüketilen besinlerle günümüzde tüketilen besinleri karşılaştırdığımızda, teknolojini gelişmesiyle besinlerdeki çeşitliliğin arttığını da görürüz. Bu çeşitliliğe ketçap, puding, meyveli yoğurt, hazır çorba ve şekerleme gibi besinlerin yanı sıra dondurulmuş gıdaları da örnek verebiliriz. Hazır gıda dediğimiz bu besinler artık günlük hayatın bir parçası haline gelmiştir. Ancak bu besinlere renklendirici ve tatlandırıcı olarak katılan maddelerin yiyecekleri daha da çekici hale getirirken sağlık açısından olumsuz etkilere sahip olabileceğini de unutmayalım.
·        Alınan gıdaların içeriği, kalitesi ve diğer özellikleri insan sağlığını yakından ilgilendirdiğini için gıda maddeleri, tüketicilerin sağlığına zarar vermeyecek koşullarda üretilmelidir.
·        Gıdaların sağlığımızı olumsuz yönde etkilememesi için dikkat etmemiz gereken bazı hususlar şunlardır:
·        Alışveriş yaparken besinlerin taze ve temiz görünmesi önemlidir. Eğer besinler paketli ise paketin yırtık olmamasına dikkat etmeliyiz.
·        Paketlenmiş ürün üzerinde Tarım ve Köy İşleri Bakanlığının izni ve TSE’nin logosu olup olmadığına bakmalıyız.
·        Paketlenmiş ürünün son kullanma tarihi de bize besinin tazeliği, güvenilirliği hakkında bilgi verecektir. Bu yüzden ürünlerin son kullanma tarihlerine dikkat etmeliyiz.
·        Alışveriş yapılan yerin temiz ve güvenilir olmasına dikkat etmeliyiz.
·        Sebze ve meyveleri tüketmeden önce iyice yıkamalıyız ve besinlerimizi açıkta bırakmamalıyız.
Tükettiğimiz besinlerin temizliği kadar ellerimizin temizliği de önemlidir. Yiyeceklerimizi tüketmeden önce ve tükettikten sonra ellerimizi sabun ve suyla yıkayalım. Tüm bu önlemler sağlığımızı korumak için önemlidir.

27 Mayıs 2012 Pazar

DENGELİ VE SAĞLIKLI BESLENELİM


DENGELİ VE SAĞLIKLI BESLENELİM



Gün içinde yediğimiz öğünlerde bebekler gibi sürekli mama veya sütle beslenmemiz doğru olur muydu? Neden? Her yaş grubunun ihtiyaç duyduğu besin içeriği birbirinden farklıdır. Bir nineyle bir öğrencinin günlük besin ihtiyacı aynı değildir. Benzer şekilde bir dedeyle bir sporcunun yedikleri de aynı değildir. İnsanların günlük olarak alacakları besin içeriği ve miktarı yaşa, yaptıkları işe, cinsiyete, hatta mevsimlere göre farklılık gösterir.
Besin içeriklerinin vücudumuzda değişik görevleri olduğunu biliyoruz. Her öğünde aynı içeriğe sahip yiyeceklerle beslenirsek eksik ve tek yönlü beslenmiş oluruz. Bu tür beslenme sağlıksızdır. Sağlıklı beslenmek için, her gün sebze-meyve, et, süt ve tahıl ürünleri gibi değişik besinlerden tüketmek gerekir. Öyle ki bu yediklerimiz bizim hem ihtiyacımız olan enerjiyi karşılamalı hem de vücudumuzun sağlıklı büyüyüp gelişmesi için yapıcı-onarıcı-düzenleyici içeriklere sahip olmalıdır. Sağlıklı yaşayabilmek için ihtiyacımız olan değişik besin türlerinden gerektiği kadar tüketerek beslenmeye dengeli beslenme denir. Dengeli beslenmenin diğer adı da diyettir. Ancak diyet kelimesi sağlık sorunları nedeniyle bazı besinlerin hiç alınmaması ya da az alınması anlamına gelen perhiz kelimesi ile karıştırılmamalıdır.
Önemli Bilgi: Akşam yemeği yedikten yaklaşık 10 saat sonra kahvaltı yaparız. Uzun süre aç kaldığımız için enerji ihtiyacımız çok fazla olur. Bu enerji ihtiyacımızı karşılamak için güzelce kahvaltı yapmalıyız. Bu günlük performansımızı olumlu yönde etkiler.
Yukarıdaki besin piramidi bir kişinin günlük besin tüketiminde hangi gıdalara ağırlık vermesi gerektiğini göstermektedir. Dengeli ve sağlıklı beslenmek için besin piramidinin alt kısmında yer alan besinlerden daha fazla, üst kısmında bulunan besinlerden daha az tüketilmelidir. Piramidin en altında karbonhidrat, protein ve B vitamini bakımından zengin olan yiyecekler yer almaktadır. Karbonhidrat, protein ve vitaminlerin vücudumuzdaki görevleri göz önüne alındığında diğer gruplara göre neden daha fazla tüketilmesi gerektiği kolaylıkla anlaşılır. Piramidin tepesinde bulunan yağlar ve tatlılar grubu ise en az tüketilmesi gereken grup olarak görülmektedir.

MİNERALLER


MİNERALLER


Tükettiğimiz tüm yiyecek ve içeceklerde bulunan mineraller, vücudumuzda düzenleyici olarak görev yapar. Mineraller doğal olarak deniz ürünleri, toprak, kayaç ve okyanuslarda bulunur. İnsanlar mineral ihtiyacını toprakta yetişen tahıl, sebze ve meyve ile ya da hayvanların et ve diğer işlenmiş ürünlerini yiyerek karşılar.

SU


SU


Yaşamımızı devam ettirebilmemiz için oldukça önemli olan su, vücudumuzun yaklaşık %70’ini oluşturur. Su vücudumuzda düzenleyici olarak görev yapar. Çeşitli maddelerin taşınmasını ve vücut sıcaklığının dengede kalmasını sağlar. Besinlerin yumuşatılması ve küçük parçalara ayrılmasına da yardımcı olur.
Vücudumuzun su ihtiyacının karşılanmasında, doğrudan içtiğimiz suyun yanı sıra tükettiğimiz yiyecekler de etkilidir. Her besinde belli bir miktar su vardır. Taze meyve ve sebzeleri elimizle sıktığımızda bu besinlerdeki suyun damladığını görebiliriz. Kurutulmuş besinlerde de su vardır. Bunu daha iyi anlamak için nohut, fındık veya mercimek gibi besinler ayrı ayrı tüplere konulup, tüpün ağzı alüminyum folyo ile sarıldıktan sonra ısıtıldığında, tüpün kenarlarında ve folyoda su damlacıklarının oluştuğu görülebilir.

VİTAMİNLER


VİTAMİNLER


Vücudumuzda düzenleyici olarak görev yapan vitaminler et, balık, meyve, sebze ve benzeri besinlerde bol miktarda bulunur. Vitaminler yeterince alınamadığında vücudun direnci zayıflar ve hasta olma olasılığı artar. Vitamin eksikliğini gidermek için bol miktarda meyve tüketmeliyiz.
Vitaminlerin birçok çeşidi vardır. Sağlıklı olmamızı sağlayan bu vitamin çeşitlerini daha yakından tanıyalım.

A vitaminidir adım.
Büyümene yardımcıyım.
Yeşil sebzeler ve süt.
Yumurta, balıkta varım.

Biz B vitaminiyiz, çeşit çeşidiz,
Et, süt, süt ürünlerinin içindeyiz.
Sinir ve kasların gelişiminde önemliyiz.

C vitaminiyim,
Düşmanıyım nezle gribin,
Yeşil sebzelerde, meyvelerde,
Ama en çok turunçgildeyim.

Kemik ve diş gelişimi için gerekliyim,
En çok yumurta, balık, süt ve peynirdeyim,
İşte ben D vitaminiyim.

E vitaminidir adım,
Ben de büyümende yardımcıyım.
Tahıl, sebze, süt ve yumurtada
Ben varım.

Et, mısır, muz, yeşil sebzelerdeyim,
Vücudun için ben de çok önemliyim,
Ne de olsa ben K vitaminiyim.

Tükettiğimiz her besinin içerisinde vitaminler mevcuttur. Farklı besinlerde farklı vitaminler bulunmaktadır. Besinlerin  vücuttaki işlevleri göz önüne alındığında büyüyüp gelişmemiz, hastalıklara karşı dirençli olmamız için farklı tür besinlerden tüketmemiz gerektiği görülür.

26 Mayıs 2012 Cumartesi

BESİNLERİN İÇERİKLERİNİ KEŞFEDELİM



BESİN İÇERİKLERİNİ KEŞFEDELİM


Yediğimiz besinleri bitki ve hayvanlardan elde ederiz. Meyve ve sebzeler, bitkisel besinler; et, süt ve yumurta gibi besinler ise hayvansal besinler olarak adlandırılır. Bu sınıflandırma besinlerin elde edildiği kaynağa göre yapılmıştır. Başka bir sınıflandırmayı besinlerin vücuttaki görevlerine göre yapabiliriz.
Büyüyüp gelişmemizi ve yaralarımızın iyileşmesini sağlayan besinleri yapıcı-onarıcı besinler olarak adlandırabiliriz.
Enerji ihtiyacımızı karşılamada görevli besinleri enerji verici besinler olarak tanımlayabiliriz.
Organ ve yapıların çalışmasını düzenleyen, hastalıklarla mücadele ederken vücut dayanıklılığını arttırmada görevli olan besinleri de düzenleyici besinler adı altında toplayabiliriz.
Tükettiğimiz besinlerde birden fazla besin içeriği bulunabilir. Bu yüzden besinlerin sınıflandırılması, yapılarında en çok bulunan besin içeriğine göre olur. Örneğin, tükettiğimiz peynirlerin içeriğinde protein, vitamin ve yağ vardır. Ancak peynirler proteince zengin olduğu için proteinli besinler grubunda yer alır. Farklı içeriklere sahip besinlerde farklı renk değişimleri gözlenir. Örneğin; lügol çözeltisi damlattığımızda rengi mavi-mora dönüşen besinler karbonhidratlı besinlerdir.
Yürümek, koşmak, düşünmek, duymak, görmek vb. faaliyetlerimizi gerçekleştirebilmek için gereken enerjiyi önce karbonhidratlardan sağlarız. Peki, hangi yiyecekler karbonhidrat bakımından zengindir?
Bal, muz, üzüm, şeker pancarı gibi şekerli yiyecekler genel olarak karbonhidratlı besinlerdir. Buğday, pirinç, mercimek, patates, yulaf da karbonhidrat bakımından zengindir.
Nitrik asit çözeltisi damlatıldığında rengi sarıya dönüşen besinler proteinli besinlerdir. Vücudumuzda bir yara veya kesik oluştuğunda zamanla bu yaranın kapandığını biliyoruz. Yaraların veya kesilen yerlerin iyileşmesi proteinler sayesinde olur. Büyüme ve gelişmemizi sağlayan proteinlerin öncelikli görevi yapıcı ve onarıcı olmasıdır. Proteinler kas ve kemiklerin yapısına girerek yapım görevini, yaraları iyileştirerek onarım görevini gerçekleştirir. Saç ve tırnaklarımın uzaması da proteinler sayesinde olur. Aynı zamanda mikroplara karşı vücudun dayanıklılığına yardımcı olur. Zekâmızın gelişmesinde de çok etkili olan proteinler büyüme ve gelişme döneminde yeterince alınmazsa büyümemiz yavaşlar, hatta durabilir.
Et, süt, balık ve yumurta gibi besinler proteince zengin hayvansal besinlerdir. Fasulye, fındık, fıstık ve badem gibi besinler ise proteince zengin bitkisel besinlerdir.
Ayrıca kâğıda sürüldüğünde parlaklık veren besinler de vardır. Bu besinler yağlı besinlerdir. Gün içerisinde fazla enerji gerektiren faaliyetler yaptığımız ya da uzun süre aç kaldığımız olmuştur. Böyle durumlarda karbonhidratlardan sağlanan enerji yetersiz kalır. Karbonhidratların yetersiz kaldığı zamanlarda gerekli olan enerji ise yağlardan sağlanır. Yağlar; k.hidratlardan daha fazla enerji içermesine rağmen vücut öncelikle enerji ihtiyacını k.hidratlardan sağlar. Ayrıca yağlar bazı hayvanların deri altlarında depolanır ve onların böylece soğuktan korunmasına yardımcı olur. Kış uykusuna yatan veya kutup ayısı gibi çok soğuk ortamlarda yaşayan bazı hayvanlar yağ depolar.
Ayçiçeği, zeytin, mısır, fındık, fıstık gibi bitkiler yağ bakımından oldukça zengindir. Tereyağı, süt, balık, kaymak, peynir de yağ bakımından zengindir. Ayrıca tükettiğimiz her besinde su, mineral ve vitaminlerin de bulunduğunu unutmayalım.

BESİNLER VE DENGELİ BESLENME


BESİNLER VE DENGELİ BESLENME

Canlılar, cansızlardan ayıran özellikler nelerdir? Bu soruya geçen yıl fen ve teknoloji dersinde öğrendiğimiz bilgileri hatırlayarak cevap verebiliriz. Tüm canlılar büyür ve gelişirler. Canlılar büyümek için nelere ihtiyaç duyarlar? Okula ilk başladığımız günkü halimizle şimdiki halimiz aynı değildir. Birinci sınıfa giden öğrencilerin boy ve kilolarını göz önünde bulundurursak ne kadar büyümüş olduğumuzu daha iyi anlarız. Canlılar yaşamlarını sürdürebilmek için beslenirler. Yenilen besinlerin bir kısmı canlıların yapısına katılır; böylece kaslar ve kemikler gelişir. Bunun sonucunda da büyüme gerçekleşir. Peki, beslenirken nelere dikkat etmek gerekir?
Her yiyecekte farklı besin içerikleri vardır. Bu besin içeriklerinin vücuttaki görevleri de farklıdır. Bu yüzden büyüyüp gelişmemiz, sağlıklı yaşamamız ve yaralarımızın iyileşmesi gibi yaşamsal faaliyetlerimizi yerine getirmek için farklı besinlerle beslenmek zorundayız.
Doğduğunda yaklaşık 100 g olan bir bebek panda beslenme sonucunda büyüyüp gelişerek 160 kg olabilir. Peki, canlılar sadece büyümek için mi beslenirler? Büyüme ve gelişmesini tamamlayan canlılar beslenmelerine devam ederler. Koşmak, yürümek, soluk alıp vermek, hatta uyumak için bile enerjiye ihtiyaç duyarız. Tıpkı bir otomobilin hareket etmek için yakıta ihtiyaç duyması gibi bizler de gerekli olan enerjiyi besinlerden elde ederiz.
Evde hayvan besleyen veya bitki yetiştirenimiz vardır. Eğer uzun süre evden uzak kalacaksak bu canlıları ya yanımıza alırız ya da tanıdık birilerine bırakırız. Çünkü bu canlıların beslenmeye ihtiyacı vardır.